Web Günlüğü

Bugün

Sen bana bugün ilk defa aşık olmayı, aşkı, kendimi değiştirmeyi öğrettin. Belki de hayatıma girerek hayatımın en güzel anını yaşattın. Tanımadan önce bilmezdin belki ama artık çok iyi bilirsin. Ben aşkı içimden geldiği gibi kelimelere dökemem. Belki de ifade zorluğumun nedeni bir gün hepsini unuturum korkusu yüzünden.

Hani 2 yıl önce bugün bir parkta karşılaşmıştık seninle. Sen bana bakıp "merhaba" demiştin ve ardından o güzel ismini bağışlamıştın bana "memnun oldum" demiştin ve bende merhaba demiştim ben de "memnun oldum" demiştim. Tabi daha sonra...

Her zamanki olduğum gibi her "merhaba"dan sonra bugünde korkarak susmuştum. Sen değildin o korkarak suskunluğumun sebebi. Tek nedeni her geç kazandığım mutluluğun yine hükmen kaybetme ön yargısıydı. İlk defa bugün sana o kadar yaklaşana dek (seni daha önce de gördüğümden) çok emindim kendimden bu kez mutluluğu kazanacağımdan... Ta ki seni kazanana kadar.

Seni kazandıktan sonra yine hep kaybetme korkusuyla yüz yüzeydim. Ve halen de kaybetme duygusuyla karşı karşıyayım. Bazen kendime "korkma sen onu kaybetmekten o seni kaybetmekten korksun" desem de hakim olamıyorum duygumun ve mantığımın karmaşasına. Ben hiç ağlamadım ya da hiç bu kadar hissetmedim ağlamayı ta ki "sen"le olana kadar. Sen olduktan sonra hemen hemen her gece ağlamaklı kaldım bazen oturduğum sandalyede bazen de hiç rahat vermeyen yatağımın bir köşesinde. Kaybetme korkusunu da hiç bu kadar hissetmedim yalnızlık şuurumda.

Dünya'ya ilk gözlerimi açmaya başladığımdan şuan ki yaşayışıma kadar hiç kimseden duymadığım güzel cümleleri duydum senden. Bazense hiç tatmadığım duyguları tattım. Ama hep bütün bunları yaşarken onları sanki yaşamıyormuş gibi hissetmeye çalıştım. Sen hiç yokmuşsun gibi olmaya çalıştım. Ne fayda ama yaşıyordum ama hissediyordum. Yapamadım hiç senin yokluğunu düşünmeye çalışmayı. Teşekkür ederim sana bana bunların yok olduğunu, senin yok olduğunu düşündürtmediğin ve yaşatmadığın için.

İyi ki bugün diğer geçmiş günler gibi yok olmayıp ta tarihte bir yer edindi benim için. İyi ki "sen" varmışsın, iyi ki varsın. Her seni yazmak istediğimde tıkanıp kalırdım öylece. Ama bak "bugün" yazıyorum... Çünkü bugün her şeyi çok daha iyi anlıyorum, seni çok daha iyi tanıyorum. Daha nice anlamalar daha nice tanımalar diliyorum...

Gelen hep seni soruyor "o" diyor "o" halen var mı diyor. Ben de küçük bir gülümsemeyle cevap veriyorum ve onlar hayatlarındaki en güzel cevabı alıyor. Çünkü o gülümsemeyi sadece "o" ve "sen" kelimesi bana yaşatıyor.

Bugüne bağlayan gece ilk defa öyle fırladım telefonumu elime alarak yatağımdan. Sonra açtım sen bana bunları yazmışsın ben uyurken...

"Hayatıma giriyorsun yarın, senden sonra yepyeni biri oluyorum. Benim dönüm noktam oluyorsun. Beni kendime getiriyorsun. Bana sevmeyi öğretiyorsun. Bütün güzellikleri düşünmeyi, güveni, gururu, öğretiyorsun bana."

"Seni sanki yeni görüyorum, yeni tanışıyormuşuz gibi. İçimde bir heyecan var o an ki duygular hala benimle bak kalbimde aynı şekilde atıyor. Bir de rüzgâr eserse tam olacak. Tanıştığımız gün hava çook sıcaktı. Ama sen yanıma geldiğinde rüzgâr esmeye başlamıştı hafif hafif. Sıcak rüzgâr uzun saçlarını dalgalandırıyordu. Koyu mavi bir tişört giymiştin mavi de bir pantolonun vardı çok tatlıydın yine bugün olduğun gibi"

Ben de bu yazdıklarını okuyunca yine suskunluğa kapıldım. Bu suskunluğum başkaydı bu defa. Mutluluğun kaybetmeme korkusunu yenişimin suskunluğuydu. O an tüylerim diken diken oldu ne söyleyeceğimi ne cevap vereceğimi bilemedim. İlk defa duygum ve mantığım ortak oldu. İlk defa mutluluğu gerçekten kazandığımı anladım. İlk defa bu kadar çok inandım kendime ve kendine...

İyi ki bugünü yaşadım, yaşamışım ve halen yaşıyorum. İyi ki benimsin benimlesin. Daha o kadar çok yazacak şeyim var ki ama bu mutluluğun yüzünden kelimelere dökmekte zorluk çekiyorum. Varsın onlarda benimle kalsın mutluluk bizimle ya o da yeter. Teşekkür ederim bugüne, sana ve bugüne vesile olan her şeye...
comments powered by Disqus